Bu Daha Ne ki? Borsanın Dibi Gördüğü Tarihî Düşüşleri Görünce “Nereden Nereye…” Diyeceksiniz
7 mins read

Bu Daha Ne ki? Borsanın Dibi Gördüğü Tarihî Düşüşleri Görünce “Nereden Nereye…” Diyeceksiniz

Borsa çöküşü; bir finansal piyasanın, hızla ve büyük ölçüde değer kaybetmesi anlamına geliyor. Günlük yüzde 10 gibi büyüklüklerde değer kayıpları yaşandığında ‘borsa çöküyor‘ diyebiliyoruz.

Bu tür çöküşler, yatırımcıların panik içinde satış yapmaya başladığı, fiyatların hızla düştüğü ve genellikle ekonomik durgunluk veya belirsizlik dönemlerinin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Şirketler de doğal olarak güven problemleriyle karşı karşıya kalıyor.

Büyük Buhran, 1929’da Wall Street’teki büyük panik ve belirsizlik sürecinin sonunda yaşanan patlamaydı.

Faiz oranları, panikten doğan ani satışlar ve daha nice sebepten doğan bu büyük çöküş, doğrudan veya dolaylı olarak tüm dünyayı etkiledi. Açlık, yoksulluk ve işsizlik dünyanın her yerinde arttı; öyle ki bu döneme ‘Büyük Depresyon’ da denir hâle geldi.

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’nin düşünmeden dağıttığı krediler, ABD’de yasalaşmamış bankacılık politikaları ve ülkelerin birbirine aşırı borçlanması sonucunda bir ‘Kara Salı’ günü, yatırımcılar panikleyerek hisse senetlerini satmaya başladı. Bunun sonucunda hisseler gittikçe ucuzladı ve toparlanma Amerika’da daha erken olsa da dünyada 1930’ların ortalarına kadar sürdü.

2. Dünya Savaşı’nın ekonomiye etkileri, tahmin edebileceğiniz üzere, en az önceki kadar kötüydü.

Avrupa’da 1945 yılında başlayan kriz; 1950’lerin ortasına kadar sürdü ve savaşın sonunda dağılan orduların nüfusu ile artan işsizlik, boşa çıkan silah fabrikaları ve yıkım, ekonomik olarak çöküşe sebep oldu.

Amerika’nın o dönemdeki Dışişleri Bakanı’nın soyadını taşıyan ‘Marshall Yardımı’ ile stabilize edilen Avrupa, kendini neredeyse on yıl sonra toparlayabildi. Bu yardım, Soğuk Savaş döneminde Amerika’nın Batı ile ilişkilerini sıcak tutmasında çok büyük bir rol oynadı.

1970’lerin başında yaşanan “stagflasyon,” ekonomik durgunluk ve enflasyonun aynı anda ortaya çıktığı karmaşık bir dönemdi.

Petrol krizleri, artan enerji fiyatları ve üretkenlik düşüşü gibi faktörler, bu sorunun ana nedenleriydi. Bu dönemde geleneksel ekonomik planlar hem enflasyonu hem de işsizliği aynı anda kontrol etmekte etkisizdi. 1970 Stagflasyonu, dönemin ekonomistleri ve politikacıları için de oldukça zorlayıcıydı.

1987’de tüm dünya, finans piyasalarını sarsan bir çöküş yaşayınca sıradan bir pazartesi, aniden ‘Kara Pazartesi’ oldu.

19 Ekim 1987’de yaşanan bu olay, tarihteki en büyük tek günlük hisse senedi piyasası çöküşlerinden biriydi. Ana nedenler arasında aşırı spekülasyon ve faiz oranlarının artışı bulunuyordu. Hisse senedi piyasalarındaki ani değer kayıpları, yatırımcıları ciddi şekilde etkiledi.

2000 Teknoloji Krizi, bir diğer adıyla Nokta-com Balonu, 1990’ların sonunda ve 2000 yılının başlarında yaşanan bir teknoloji balonunun patlamasıydı.

Bu balon, internet ve teknoloji şirketlerine yönelik aşırı spekülasyon sonucu yatırımların çöküşü olarak kayıtlara geçti. Yeni bir derya olan internet şirketlerinin hisse senetleri, aşırı derecede değerlenirken birçok yatırımcı bu şirketlere büyük miktarlarda yatırım yaptı. Ancak birçok internet şirketi aslında söyledikleri miktarlarda kârda değil hatta zarardaydı.

Spekülasyonların sonucunda hisse senetleri ve dolayısıyla yatırımcılar büyük kayıplar yaşadı, birçok internet şirketi iflas etti ve binlerce kişi işsiz kaldı. 

2008 krizi, Mortgage piyasasındaki çöküş, küresel ekonomiyi derinlemesine etkileyen bir finansal felaketti.

İşlevsiz kredi uygulamaları ve finansal kurumların zor durumda olmasının bir sonucu olarak ortaya çıkan kriz; milyonlarca kişinin evlerini kaybetmesine, işsizlik oranlarının artmasına ve birçok finansal kurumun iflasına yol açtı.

Kriz, finansal piyasaların karmaşıklığı ve risklerinin daha yakından incelenmesini sağladı ve ekonomi yönetimiyle ilgili önemli dersler verdi. Bu krizi konu alan ‘The Big Short’ filmi, ilgisi olanlar için önerilebilir. 

2020 COVID ekonomik krizi, COVID-19 pandemisindeki karantina sebebiyle uzun süreli bir ekonomik durgunluktu.

Birçok ülkede seyahat kısıtlamaları ve toplu etkinliklerin iptali gibi önlemlerle büyük gelir kaynakları kısıtlandı. Karantina sürecinde otomatiğe çevrilen iş kollarında işsizlik oranları artarken birçok sektör, özellikle hizmet sektöründe büyük kayıplar yaşandı.

Hükûmetler, çeşitli mali teşvik programları ile ekonomilerini desteklemeye çalışsa da 2020’deki bu ekonomik kriz, ekonomik istikrarsızlığın ne zaman ve nasıl geleceğinin tahmin edilemezliğini gözler önüne serdi.

Dünyanın yaşadığı krizlerden elbette ki biz de etkilendik.

2020 COVID-19 Krizi, 2008 Mortage Krizi, 1987 ‘Kara Pazartesi’… Ancak bireyselliğini her zaman koruyabilen Borsa İstanbul’un bir de kendine has çöküşleri vardı. Gelin onlara da bakalım:

Kasım 2000 – Şubat 2001 Mali Krizi, BIST’te yüzde 60 düşüşe sebep oldu.

2000 Kasım ayının son haftasında, kötü yönetilen ve batan bankaların yol açtığı panik, yatırımcıları borsadan itti. Telaşla döviz toplayan bankalar bir yandan, kaçan yatırımcılar bir yandan; krizin ilk iki günü, 27-28 Kasım tarihlerinde, T.C. Merkez Bankasından 3 milyar dolar çekilmiş oldu.

İlerleyen süreçte, hükûmet tarafındaki politikalar Türk lirasının hızla değer kaybetmesine yol açtı ve birçok banka iflasın eşiğine geldi. Uluslararası mali yardım talepleri, IMF ile yapılan anlaşma ve ekonomik reformlar krizin kontrol altına alınmasına yardımcı oldu. Ancak bu süreç, Türkiye’nin ekonomik istikrarını büyük ölçüde sarstı. 

2013 Gezi olayları, 28 Mayıs’ta başlayan eylemler sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin değil dünyanın gündemini uzun bir süre meşgul etti.

Üstünden 10 yıl geçen Gezi olayları, günden güne tırmanan şiddet olayları ve artan polis müdahalesiyle kitlesel bir protestoya dönüştü. Türkiye’nin siyasetini derinden etkilemesinin yanı sıra neredeyse üç ay süren eylemlerin ve dönem iktidarının siyasi politikaları sonucunda BIST, yüzde 30 değer kaybetti. BIST’te işlem gören şirketlerin toplam piyasa değeri ise bu 3 ayda 164 milyar lira düştü.

2023 cumhurbaşkanlığı seçimleri süreci, hepimizi sarstığı gibi BIST’i de sarstı.

İlk tur seçimlerinden sonraki sabah, 15 Mayıs’ta işlem görmeye başlayan BIST, açılışına yüzde 6,4 değer kaybıyla başladı. Değer kaybı yüzde 5’i geçtiği için Endekse Bağlı Devre Kesici Sistemi tetiklendi ve işlemler saat 09.55’ten 10.30’a kadar durduruldu. Tüm seçim süresince yüzde 20 değer kaybeden BIST, düşüş sonrasında yüzde 85 değer kazandı.

Borsa hakkındaki diğer içeriklerimiz:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir